21 Şubat 2016 Pazar

Can Çekişen Genç

Şeyh Müzenî el-Kebîr rahmetullahi aleyh’den:

“Ben Mekke’de olduğum bir sıra içime can sıkıntısı geldi. Ben de belki sıkıntım gider diye, şehir dışına doğru yola çıktım. Meymûne  radıyallahu anhâ’nın kuyusuna vardığımda yerde can çekişen bir gençle karşılaştım. Hemen yanına gidip ona:

– Lâ ilahe illallah de! Diye telkinde bulundum.

Bunun üzerine o genç gözlerini açıp şöyle söyledi.

Eğer ölürsem, aşkım kalbimi doldurmuştur,

Aşkın ortaya çıkması da öldürür ulu kimseleri,

Bu mısraların peşinden vefat etti. Hemen onu yıkayıp kefenledim ve namazını kıldım. Cenaze işleri tamamlandıktan sonra, bir baktım ki kalbimde yolculuk etme arzusu kalmamış. Mekke’ye geri döndüm. Allah ikisinden de razı olsun.

İmam Yâfiî

Kötü huyludan bir şey isteme


Bir derviş zorda kalmıştı. Birisi ona:
“Çok zengin birisi var. Eğer senin zorda kaldığını bilirse sana yardımcı olacağını zannediyorum.” dedi.
Derviş:  Ben onu tanımıyorum, dedi.
Adam: Ben seni ona götüreyim, dedi.
Dervişi alıp zenginin evine götürdü. Derviş, karşısında dudağı sarkık, öfkeli ve asık suratlı bir adamı görünce hiçbir şey söylemeden oradan çıktı. Dervişi zengine götüren adam:
“Niye bir şey söylemedin?” diye sorunca derviş:
“Onun yapacağı yardımını asık suratına bağışladım” dedi.
Ekşi suratlıdan bir şey istememeli; ona ihtiyâcını bildirmemelidir. Çünkü çirkin huyu ve kötü meşrebi yüzünden huzursuzluk olur. Yani isteğin yerine gelmediği gibi bir de huzursuz olursun.
Gönlündeki gamı öyle birine söyle ki, güler yüzünden huzur ve rahat bulasın.